BAŞBUĞ ALPARSLAN TÜRKEŞ’İN TÜRK ORTAK PAZARI
ALPARSLAN TÜRKEŞ
Yıl 1992 Aylardan Nisan "Alparslan Türkeş,TBMM'deki odasında çalışıyordu. Telefonu çaldı.Sekreteri,arayanın Başbakan Süleyman Demirel olduğunu söyledi.Karşılıklı,hal- hatır sorulmasının ardından Başbakan Demirel, Türkeş'e şu teklifi yaptı. -27 Nisan'da başlayıp, 4 Mayıs'ta bitecek bir gezimiz olacak. -Türk cumhuriyetlerine gidiyoruz. Sizin de gezi heyetimize katılmanızı rica ediyorum. Sizin yanımızda olmanız, bizi çok sevindirecek ve onur verecektir. Türkeş, memnuniyetini belirttikten sonra ekledi: -Davetiniz için çok teşekkür ederim. Ama partimin yetkili kurulları ile önce bir görüşeyim. Daha sonra zat-ı âlinize bilgi arzederim. Türkeş,arkadaşlarıyla görüştü. Hemen hepsinden aynı cevabı aldı: -Çok iyi olur. Başbakan'ın Orta Asya gezisine katılmanız faydalı olacaktır. Türkeş de Başbakan Demirel'e "Gezinize katılacağım" dedi.
Ata yurdunuza hoş geldiniz
Türkeş, 60 yıllık mücadelenin ardından amacına ulaştı. Artık esir Türk elleri hürriyetlerine kavuştu. Türkeş, Ankara Esenboğa Havaalanı'ndan büyük bir mutluluk içinde uçağa bindi. Türk Heyeti'ni Orta Asya'ya götüren uçağın ilk durağı Özbekistan'ın başkenti Taşkent'ti. Meydana Özbek çadırları kurulmuştu. Havaalanı, Orta Asya'nın bozkırlarını hatırlatıyordu. Çadırların önünde milli kıyafetlere bürünmüş Özbek kızları, Türk heyetini ağırlamak için bekleşiyorlardı. Başta Başbakan Süleyman Demirel olmak üzere uçaktan inenleri ilk karşılayan Özbekistan Cumhurbaşkanı İslâm Kerimov oldu.Kerimov, Türkeş'e "Hoş geldiniz, aleykümselâm" dedi. İki lider hasretle kucaklaştılar.Diğer karşılayıcılar da, Türkeş'i Kardaşım, ata yurdunuza hoş geldiniz" sözleriyle karşıladılar.Bu sözler, Türk heyetinin gideceği hemen bütün Türk cuhuriyetlerinde tekrarlandı: -Kardaşlar, ata yurdunuza hoş geldiniz. Özbek kızlar, alanda önce Nazmiye Demirel'e çiçekler verdiler.Ardından da başta Başbakan Süleyman Demirel olmak üzere, Türk heyetindekilere ekmek ve tuzlu çörekler ikram edildi.Bu sırada, milli kıyafetle Özbek kızları ellerindeki kopuzlarıyla "hoş geldiniz" şarkıları söylediler.Alandaki karşılama töreni, davetlilerin çadırlarda ağırlanması ile son buldu.Her çadırda sofralar kurulmuştu. Bu sofraların baş yemeği de "at eti kavurmas"ıydı. Alparslan Türkeş, Başbakan Süleyman Demirel'le aynı çadırda konuk edildi. Çadır sohbeti devam ederken Başbakan Süleyman,yanındaki testiden bir bardağa kımız doldurdu. Bardağı Türkeş'e uzattı. Özbek kızlar, Demirel'e de bir bardak kımız doldurdular.Demirel ve Türkeş,kımız dolu kadehleri karşılıklı kaldırdılar: -Şerefe... Türkeş, adeta hayatının en mutlu anılarını yaşıyordu. O anı şöyle anlattı: Büyük mutluluk duydum. Eski bir Türk geleğinin tekrar yaşatılması beni çok mutlu etti.Gerçi biraz lehçe farkı vardı. Ama, Orta Asya'da herkes Türkçe konuşuyordu. Mutluluğum giderek daha da artıyordu.
Birlik ve beraberlik
Alandan ayrılan Türk heyeti, büyük bir misafirperverlik içinde konuk olarak kalacakları yerlere götürüldü. Başta Başbakan Demirel olmak üzere, konukevlerine yerleştirildikten sonra, hükümetler düzeyinde görüşmeler başladı. Resmi görüşmeler devam ederken, Alparslan Türkeş'in de aralarında bulunduğu Türk parlementeler, Özbekistan Parlamentosu'nu ziyaret ettiler. Ve iki kardeş milletvekilleri arasında bir toplantı yapıldı. Önce Özbek milletvekilleri söz aldılar. Hemen hepsi konuşmalarının başında aynı sözleri tekrarladılar: -Burası sizin ata yurdunuz. Biz kardeşiz. Siz, kardeşlerimizi aramızda görmekten ve ağırlamaktan büyük bahtiyarlık duyuyoruz. Ata yurdunuza hoş geldiniz. Ardından, Özbekistan,Özbek devlet yapısı ve devlet teşkilâtı hakkında ayrıntılı bilgi verildi. Daha sonra Türk Parlamento Heyeti adına MÇP Genel Başkanı Alparslan Türkeş söz aldı. Türkeş, taraflar için birlik ve beraberliğin son derece yararlı olacağına işaret ederek başladığı konuşmasına şöyle devam etti."Bu birlik ve beraberliği bir an önce gerçekleştirmek için ilk adım olarak, her cumhuriyetin cumhurbaşkanları, başbakanları ve dışişleri bakanlarının katkısıyla bir Türk Cumhuriyetleri İşbirliği Konseyi kurulması yararlı olacaktır. Bu konsey, genel kuralları koyacak, genel mahiyette alınacak tedbirleri tesbit edecektir. Konsey, alfabetik sırayla her yıl bir Türk cumhuriyetinin başkanı tarafından yönetilecektir. Alfabetik sıra ile her yıl bir olacağı için ilk yıl Azerbaycan Cumhurbaşkanı konseye başkanlık eder. Daha sonra da diğer cumhuriyetlerin cumhurbaşkanları. Bu konseyle beraber, her cumhuriyetten 15'er uzmandan meydana gelen grupların iştiraki ile Türk Cumhuriyetleri İşbirliği Daimi Meclisi teşkil edilir.Konsey, ihtiyaca göre yılda bir veya birkaç defa toplanır. Kararlarını alır. O kararları da Meclis hayatiyete geçirir. Plan haline getirir, her cumhuriyetin özelliklerine göre, nasıl uygulanacağını tesbit eder ve uygulamasına nezaret eder."
Stalin'in oyunu
Alparslan Türkeş, konuşmasında "dil birliğine" de temas etti. Alfabe birliğinin son derece önemli olduğunu vurgulayan Türkeş, şunları söyledi: "1917 yılına kadar alfabemiz, imlamız, yazımız müşterekti. Aynı alfabeyi kullanıyorduk. Rusya'da kominizim hâkim olduktan sonra Stalin size zorla Latin alfabesini kabul ettirdi. Fakat, 1928'de Türkiye'de Atatürk Latin alfabesini benimseyince, bu defa Stalin sizdeki Latin alfabesini de kaldırdı. Onun yerine Rus alfabesinden, her Türk boyu için uydurma birer alfabe yaptırarak, size zorla onları empoze etti. Böylece aramızdaki yazı birliği bozuldu." Türkeş, Özbek milletvekilleri tarafından dikkatle dinlenen konuşmasının son bölümünde de, "Türkistan'ın birliğinden" bahsetti.Türkeş, "Ayrıca, Stalin'in yaptığı başka bir şey daha var. Sizin ülkenizin adı Türkistan'dı Stalin, Türkistan kelimesini yasakladı. Gazetelerde, dergilerde, kitaplarda Türkistan kelimesinin kullanılmasını menetti. Türkistan kelimesini kimsenin ağzına aldırmadı. Türkistan'ı, dilim dilim dildi. Türkmenistan,Kırgızistan, Kazakistan, Başkurdistan diye paramparça etti. Şimdi, sizin yapmayı düşünmeniz icap eden bir diğer mesele de yeniden "Büyük Türkistan"ı teşkil etmektir. Bir "Türkistan Konfederesyonu" kurmaya çalışmaktır.Bunun için çalışmalısınız. Ama, bütün bunlarla birlikte Türkiye'nin de içinde bulunacağı Türk Cumhuriyetleri İşbirliği Yüksek Konseyi hemen kurulmalıdır" dedi.
Türk heyetinde görüş ayrılığı
Türkeş,Özbek milletvekilleri tarafından uzun süre alkışlandı. Pek çoğu,Türkeş'in görüşlerini "olumlu" bulduklarını söylediler. Aynı anda,Türk heyetinde bulunan RP'li milletvekilleri itiraz ettiler: -Biz,Aparslan Türkeş'le aynı görüşte değiliz. Bizler, Türk değil, daha geniş bir birlik olan İslâm birliğine taraftarız. RP'lilerin çıkışı Türkeş'i bir hayli rahatsız etti. Sinirlenmişti.Ancak sinirlendiğini belli etmeden RP'lilere cevap verdi: -Türk milletinin yüzde 99.9'u Müslümandır. Türk milletine yapacağınız bir hizmet, aynı zamanda İslâm'a da yapılmış sayılır. Kanuni Sultan Süleyman zamanında bile İslâm birliğini sağlamak mümkün olmamıştır.İslâm birliği kurulamamıştır. Şimdi önümüzde hazır bir gelişme var.Türk cumhuriyetleri bağımsızlıklarına kavuşmuş durumdalar. Bu imkânı değerlendirmeliyiz. Onlarla samimi, faydalı işbirliği kurmalıyız. Başka itiraz eden olmadı. Özbekistan'da Türk heyetinin kendi arasında girdiği tartışma pek de hoş olmamıştı.RP'lilerin itirazına rağmen,Türkeş,Kırkızistan Parlamentosu'nda da aynı konuşmayı yaptı. Ancak konuşmasının giriş bölümünü biraz değiştirmişti: "Biz, buraya gelen milletvekilleri olarak hepimiz sizi çok seviyoruz. Fakat, kendi aramızda çeşitli partilere mensup bulunuyoruz. Şimdi, size sunacağım görüşler benim ve benim partimin görüşleridir. Diğer arkadaşlarım böyle mi düşünürler, yoksa başka düşünceleri mi var. Ben bunları bilemiyorum. Kendi partimin görüşleri olarak bazı konuları açıklamak istiyorum. Bu defa RP kanadından ses çıkmadı. İtiraz ANAP'tan geldi.ANAP milletvekillerinden Safa Giray karşı çıktı: -Biz Sayın Türkeş'ten farklı düşünüyoruz. Böyle bir Yüksek Konsey kurulması başka devletlerin aleyhimize cephe almalarına yol açabilir. Acele bir karar olur. Yapılmaması gerekir. Ancak,Türkeş, diğer Türk cumhuriyetlerinin parlamentolarında da aynı görüşleri savunmaya devam etti. Bir hayli taraftar da topladı."(1)
Türk Milliyetçilerinin Merhum Lideri
BAŞBUĞ ALPARSLAN TÜRKEŞ
Yukarıda yaptığı çok ciddiği ve samimi açıklamaları gibi Türk Ortak Pazarı'nın kurulmasını arzu ediyordu. Bu gün AB yani avrupa birliği olan 1970 li yıllarda AET (Avrupa Ekenomik Topluluğu) veya Ortak Pazar - diye bilinen bu topluğa Türkiye'ninde girme teşebbüsüne karşı Türk milliyetçilerinin geliştirmiş olduğu bir Slogan vardı.Ortak Pazar, Türke Mezar, Onlar Ortak, biz pazar.Diye çok söylenir ve o günkü yazılımlarda sıkça yazıldığıda görülmekteydi.
Türk milliyetçilerinin unutulmaz merhum
Lideri Başbuğ Alparslan TÜRKEŞ diyorki.
"DIŞ İKTİSADİ İLİŞKİLER
Ortak pazar'a girişimiz, sanayileşmemiz için ciddi bir engel teşkil edecektir. Kuruluş masrafları, tecrübe kazanıncaya kadar geçecek zaman gibi faktörler dolayısıyla sanayileşmeye çalışan memleketimizin ileri birer sanayi memleketi olan Ortak Pazar devletleriyle rekabet etmesi mümkün değildir. 7- Yabancıların ülkenin istediği yerinde, istediği ölçüde arazi ve imkân edinmelerine fırsat vererek Sevr Anlaşmasının dolaylı uygulamasına sebep olacağı olacağı, Kültürel ve sosyal deformasyona yol açacağı ve milli sanayinin gelişmesini engelleyeceği için Ortak Pazar'ın açıkça ve kesinlikle karşısındayız. 8- Kalkınma için Bölgesel İşbirliği Anlaşmasının milli yararlar açısından geliştirilip geliştirilmesinde yarar görüyoruz. 9-Üçüncü dünya ülkeleri, Ortadoğu ve Afrika'nın müslüman ülkeleri ve Kıta Çin'iyle ticari ilişkileri geliştirmenin büyük yararlar sağlayacağına inanıyoruz."(2)Diyordu.
2oo5 - 2.Ekim'deki
Başkent Ankara mitingi için Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şandır,
"Bu kesinlikle bir AB'ye hayır mitingi değil. Bizim AB'ye bir karşıtlığımız yok. Bizim AB'ye 'Onurlu giriş' tezimiz var. Biz AB'ye değil, AB'ye giriş diye Türkiye'nin temellerinin zedelenmesine karşıyız. Bu bakımdan bizim mitingimiz AB'ye hayır veya hükümete karşı bu konuda bir karşılık mitingi değil.(3)Dediğini görüyoruz yukarıdaki yazılanlarla yani Türk Milliyetçilerinin Merhum Lideri Alparslan TÜRKEŞ'in düşünceleri ile uyuşuyormu yorumunu siz değerli okurlara bırakıyorum.
Kaynak:1-Emin PAZARCI 13.Mayıs Çarşamba sayfa.8. 1992 TERCÜMAN DİZİ YAZI Türkeş'in çileli vuslatı
2-Alparslan TÜRKEŞ Milli Doktirini Dokuz Işık (Genişletilmiş Birici Baskı) Sayfa.329
3-Fikret BİLA 28.Eylül Çarşamba 2005 Milliyet Gazetesi.
Mithat UYANIK
Eskipazar/Karabük